İş Kazalarında İşveren Yükümlülükleri
Günümüzde ne yazık ki her gün iş kazaları yaşanır hale gelmiştir. Bu kazaların bir kısmı basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek hasarlar oluşturmakta, bir kısmı uzuv kayıplarına varan yaralanmalarına sebebiyet vermekte, bazıları ise ne yazık ki ölümle sonuçlanmaktadır.
İş kazası sebebiyle işverenin hukuki, idari ve hatta cezai sorumlulukları doğacağı için bir kazanın iş kazası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin belirlenebilmesi oldukça önemlidir. Bir kazan iş kazası tanımına uyup uymayacağı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki düzenlemeye göre anlaşılacaktır.
MADDE 13 – İş kazası
Bir kazanın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için işçinin işveren otoritesi altında olması gerekmektedir. Bu otorite altında yapılan iş tehlikeli olmalı ve işveren tarafından bu tehlikenin bertaraf edilmesi için herhangi bir önlem alınmış ve bu sebeple de kaza gerçekleşmiş olmalıdır.
İş Kazalarında Asıl İşverenin Cezai Sorumluluğu
İş Kazasında İşçinin Sorumluluğu
İş kazası yaşandıktan sonra işçi için sağlık personelleri çağrıldıktan sonra ilk olarak kolluk kuvvetleri aranmalıdır. Hem olaya dair görgü tanıklarının hem de olay yerinde delillerin toplanması için bu husus çok önemlidir. Çünkü iş kazaları işverenin cezai sorumluluğunu gerektirecek bir kaza olduğu için bu tutanaklar ilerleyen süreçte ceza davalarında her iki taraf için de delil olarak kullanılabilecektir.
İş Kazalarında Asıl İşverenin Cezai Sorumluluğu
İş kazaları sonucunda işverenin idari, hukuki ve cezai sorumluluğunun doğabileceğinden bahsetmiştik. Türk Ceza Kanununa göre bir suç kasten ya da ihmali bir biçimde yani taksirli şekilde işlenebilecektir. İş kazalarında işverenin ihmali davranışının bulunduğu düşünülerek burada işveren taksirle suç işlemiş gibi değerlendirilecektir.
Şayet iş kazasında işverenin dikkatsiz, özensiz davrandığı anlaşılır ise bu durumda olayın sonucunda göre bir ceza verilecektir. Yani iş kazası yaralanma ile sonuçlanmış ise taksirle yaralama, ölümle sonuçlanmış ise taksirle öldürme suçlarının oluşacağından bahsedilebilecektir.
Taksirle yaralama suçu Türk Ceza Kanununda düzenleme bulmuştur.
Bu suçun soruşturulması ve kovuşturması şikayete bağlı olmakla beraber uzlaşma da mümkündür. İşçi ve işveren işçinin zararlarının tamamen karşılanması halinde uzlaşma yoluna da gidebileceklerdir. Ancak taksirle öldürme suçu için böyle bir şey mümkün değildir.
İş Kazasında İşçinin Sorumluluğu
Kaza geçiren işçinin sigortasız olması durumunda başka bir kişinin kazada sorumluluğunun bulunup bulunmadığına bakılmaksızın işveren kusurlu kabul edilecektir. Bu sorumluluk biçimi kusursuz sorumluluktur.
Ancak kaza geçiren işçi o işyerinde sigortalı olarak çalışıyor ise bu durumda kusur sorumluluğu söz konusu olacaktır. Kazanın oluşmasına kanununa, mevzuatlara aykırı bir davranış sebebiyet vermiş ise bu halde işveren kazadan sorumlu olacaktır. Ancak bununla beraber işçinin ya da üçüncü bir kişinin de ihmali ya da kanuna aykırı bir davranışı var ise bu halde onlar da kusurları oranında sorumlu olacaklardır.
Örneğin işçinin işe başlamadan önce bazı tedbirleri alması gerekmektedir. Bu tedbirler için malzemeler işveren tarafından temin edilmiş ancak işçi tarafından bilerek kullanılmamış ve bu nedenle ne iş kazası meydana gelmiş ya da meydana gelen iş kazasında daha büyük hasarlar alınmış ise bu halde sadece işverenin sorumluluğundan bahsedilmesi hukuka uygun olmayacaktır. Bu örnekte olduğu gibi işçinin de kusurunun bulunduğu iş kazaları karşımıza çıkabilmektedir.
İş kazalarında kusur 100 üzerinden bir değer olarak belirlenir. Bu kusur 100 üzerinden 100 olacak şekilde işçi üzerinde ise ya da üçüncü bir kişi üzerinde ise bu halde işverenin sorumluluğundan bahsedilmesi mümkün olmayacaktır.